Sunday, April 20, 2014

Çörek Otu Yağı

Bir şekilde bittiğine şahit olmadığım tek tartışma, inanç ve bilim arasında tezat oluşturduğu düşünülen unsurların sebep olduğu konular üzerinedir sanırım. Tatlı su tartışmacıları arada sırada inancın aslında bilimsel kuramlarla ne kadar da uyumlu olduğunu kendince ispatlayan, ya da bilimin aslında ne kadar da büyük inançlara sahip insanlar tarafından geliştiğini gösteren örneklerle bazen olayı tatlıya bağlamak isterler. Ama yemezler; en azından benim midem kaldırmaz. Şöyle çatır çatır ikilemleri, kütür kütür bilinmezlikleri, hatır hutur dengesizlikleri verin bana. Aklınıza salatalık, karpuz, kavun filan geldiyse beni hiç anlamamışsınız demektir. Güzel. Böyle devam edelim. 

Çok başarılı bir kariyeri olan, mesleğinde duayen olup parmakla gösterilmiş, çok da para kazanmış birisi belli bir yaşı geçtikten sonra genç kalma konusunda kendini fazlasıyla geliştiriyor. Kendinden 30-40 yaş genç insanlara taş çıkaracak kadar sağlıklı bir bedene sahip oluyor. Kitap bile yazıyor. Röportajlar, TV programları derken birçok insana "vay be" dedirtecek kıvamda bir yeni-şöhret sahibi oluyor adeta. Sonra bir gün, bir programda hayatını anlatırken hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. Belli ki inandığı şeylerden birindeki ufak bir tümör, sürekli anlattıkça farkında olmadan kansere dönüşmüş. Belli bir zamandan sonra da "hasta" olduğunu reddediyor. O başarılı, örnek, sportif, karizmatik, hayranlıkla izlenilen adamın ördüğü koca bir duvar sanki bir anda yıkılıyor. Bir gün birisi "peki ailenize yeteri kadar zaman ayırabildiniz mi?" diye sorarken o hala çörek otu yağının faydalarını anlatmaya çalışıyor. Duvarı bu şekilde tutan, o aradaki inanç unsurları olsa gerek. İnsanın somut ve soyut kavramlar arasındaki karmaşık, gelgitlerle dolu yolculuğu bazen o bildik deyimle bir "çimento" ihtiyacı duyuyor. Biraz ilerlemek istediğinde, duvarı biraz daha yükseltmek istediğinde basıyor çimentoyu. 

Körü körüne inandığım bir şey sayesinde hayatım boyunca bir şey kazanabileceğimi zannetmiyorum. Bazen işleri kolaylaştırmak, insan olduğunu hissetmek, yabancılaşmamak için ihtiyaç duyduğun, hatta nefsine yenilip tadına baktığın o inanç denen şeyin çok dikkatli kullanılması gereken ve dozunu iyi ayarlamazsan feci sonuçlara yol açan, dünyayı yerle bir eden, evrene seri negatif mesajlar yağdıran...Yok yahu, o kadar da canavarlaştırmayalım. "Bana bir beden büyük geliyor" diyerek tatlı su bitiriciliği yapayım. Bu yazıdan sınırsız başarının sırrını bekleyenler için de hayal kırıklığı oluvereyim. Zihinlerindeki yoksunluğa derman olmayayım. Velhasıl kelam, çörek otu yağı ile bir yere geleceksem, o yere gelmeyeyim arkadaş. 

No comments: