Friday, August 05, 2011

Manifestoculuk

Manifesto yazmak nasıl bir şeydir? Yazılan şeye "aha bu manifesto oldu" mu denir, yoksa düşüne düşüne "bundan iyi manifesto çıkar" konumuna mı gelinir? İnsan niye manifesto yazma ihtiyacı duyar? Bütün bunları bilimsel olarak araştırmadan balıklama konuya dalmayı tercih ettim. Sonra da soruların hiçbirinin cevabından emin olamayıp aşağıdaki gibi bir taslak çıkardım. Katkılarınızı beklerim.


---

İnsan hakları konusundaki endişelerim (çok derin düşünüyorum imajı), ülkemizin mevcut gidişatından duyduğum kaygı (standart madde, değiştirilemez, oynanamaz), yönetim kademesindekilerin basiretsiz tutumları (birilerine dokundurma zorunluluğu), gençliğin potansiyelinin değerlendirilmesi konusunda gittikçe tükenen umutlarım (duygusal, entelektüel, toplumcu, kucaklayıcı yaklaşım) dolayısıyla yeni bir sosyal ve siyasi oluşumun bu ortamda vücut bulması için çalışmalarıma başlamış bulunuyorum. Adli sicil kaydım temizdir, eğitimim iyidir, tipim fena değildir, misyonum ve vizyonum vardır. Her tür belge (kimlik fotokopisi, ikametgah, imza sirküleri, ticaret sicil kaydı, ISO 9001, marka tescil, vb) gerekirse temin edilecektir. Bu doğrultuda toplumun geniş kesimlerinin hassasiyetlerini hem bütünsel hem de bireysel bir yaklaşımla ele alma konusunda motivasyonum tamdır (kitleye "her yola gelirim, belki seni de severim" mesajı). Uzun yıllar süren çalışmalarıma istinaden oluşturmuş olduğum siyasal çerçevenin vazgeçilmez ve zenginleştirilebilir ilkeleri şunlardır:

Hassasiyetçilik: Ülkemizin farklı görüş ve düşünceye sahip gruplarına ait hassasiyetlerin tamamının bir liste haline getirilerek tüm kamusal ve özel alanlarda sergilenme zorunluluğuna ve bu hassasiyetlerden herhangi birine saygısızlık yapanlara yönelik "Cezası 75 TL'dir" türü ifadelerle caydırıcılık sağlanması esasına dayanır.

Terbiyecilik: Halkın yoğun olarak bulunduğu bölgelerde üç kişi kaldırımda yan yana yürümek, elini kolunu fazla sallamak, yüksek sesle konuşarak dikkat çekmek, karşı cins ile münasebette ileri gitmek, ilerlenmesi gereken yerde arkaya doğru ilerlememek, sıranın önlerine kaynamaya çalışmak gibi toplum huzurunu bozan davranışlar için terbiyeci kuvvetler vasıtasıyla hızlı ve doğrudan çözümler üretme düsturudur.

İndeksçilik: Türkiye'nin, çeşitli Dünya kuruluşları tarafından yayımlanan muhtelif indekslerde hangi Afrika ülkesinin altında kaldığı merakının sona erdirilmesi, indekslerin özel yetiştirilmiş indeks kuvvetleri tarafından takip edilmesi, bu indekslere yönelik puan kazandırıcı çalışmalarla gidebildiğimiz yere kadar gidilmesi esasına dayanır.

Ağabeycilik: Toplumun nüfus yoğunluğuna göre belirlenecek, kıraathane, boş arsa, metruk bina, mahalle bakkalı, alışveriş merkezi kafeteryası, işlek cadde restoranı türü yerlerde, akıl danışmak suretiyle gündelik sorunlara kısa ve orta vadeli pratik çözümler getirecek tok sesli ve karizmatik, 50-60 yaş civarında "ağabey"lerin konuşlandırılması yaklaşımıdır.

Jüricilik: Özellikle farklı nitelikteki insanların aynı platformda yarışmasına dayalı yetenek yarışması, iş görüşmesi, eş seçimi gibi kritik süreçlere yönelik profesyonel jüri sistemine geçilmesi ve her uzmanlık alanına göre emekli olduktan sonra 12 ay zorunlu olarak her vatandaşın bu sisteme dahil olmasını içeren sosyal mekanizmadır.

Yandaşçılık: Farklı kesimlerin özgüvenini artırmaya yönelik olarak, kariyer, eş seçimi, siyaset ve her tür sosyal ortamda yalnızlık çeken bireylere profesyonel yandaş kadrosu atanması ve kişinin eylemlerinin yandaş tarafından koşulsuz olarak sözler, jestler ve mimiklerle desteklenmesi esasına dayanan stratejidir.

Benmerkezcilik: Bir konuda deneyimlerini ve bilgilerini paylaşan kişinin söylediklerini bir noktadan sonra daha az dinlemeye, sözlerin sık sık "ben..." ile başlayan cümlelerle kesilmesine dayanan ve kişisel tatmin düzeyinin artırılmasını hedef alan sosyal ülküdür.

Feysçilik: Halk arasında "feys" olarak kabul görmüş olan Facebook sosyal paylaşım sitesinin, halkın tüm kesimleri tarafından aktif olarak kullanılmasını, berber, bakkal, terzi, ağdacı, tamirci, doktor, vb dahil olmak üzere kişinin başvurduğu, günlük faaliyetlerini destekleyici diğer tüm kişileri sosyal ağına eklemesini, bu kişilerle iletişimini ilgili mecrada daha aktif sürdürmesini esas alan eylemler bütünüdür.

Örovizyonculuk: "Eurovision" olarak bilinen şarkı yarışmasına katılacak olan şarkı ve şarkıcı seçimi konusunda üst kurulların yasayla belirlenecek şartlarda kurulmasını, bize puan vermeyen ülkelerle ilişkilerin gözden geçirilerek gerektiğinde ültimatom verilmesini, "Hedef 12" stratejisi ile ülkelere temsilciler gönderilerek 12 puan için gerekli propaganda çalışmalarının yapılmasını kapsayan çerçeve planıdır.

Milletimizin hiçbir şüphesi olmasın ki, ekonomi, dış politika, eğitim, vb konularda yılların verdiği birikimle en iyisi neyse onu biz yaparızdır. Söz milletindir, vatan bütündür, teröristler kahrolsundur, dini değerler değerlidir, millete kötülük yapan karşısında beni bulur, paranın ne önemi vardır, mühim olan insanlıktır, bu manifestodaki birtakım sayıların toplamı illa ki kırk yapar, kırk bir kere maaşallahtır.
---

No comments: